AĞIR VE ÇOKLU YETERSİZLİĞİ OLAN ÇOCUKLAR İÇİN İŞLEVSEL AKADEMİK BECERİLER

AĞIR VE ÇOKLU YETERSİZLİĞİ OLAN ÇOCUKLAR İÇİN İŞLEVSEL AKADEMİK BECERİLER

AĞIR VE ÇOKLU YETERSİZLİĞİ OLAN ÇOCUKLAR İÇİN İŞLEVSEL AKADEMİK BECERİLER

Ağır ve çoklu yetersizlik (AÇYE) birden fazla alanda (zihinsel, motor, görme, işitme vb.)  yetersizliklerin bir arada olması ile görülen karmaşık bir yetersizlik türüdür. Bu yetersizlik, bireylerin iletişim ve günlük yaşam becerilerini sekteye uğratmakta aynı zamanda eğitim ortamlarına erişimde zorluk yaşamalarına sebebiyet vermektedir.

Söz konusu bireylerin günlük yaşam ve akademik becerilerinde ilerleme sağlamak için çok kapsamlı olan genel eğitim müfredatında, bireylerin yeterlilikleri doğrultusunda uyarlama yapılmalıdır. Bu uyarlamalarda dikkate alınacak temel amaçlardan biri işlevselliktir. İşlevsellik; öğretilen becerilerinin bir araç olarak, bireyin günlük yaşamda daha bağımsız hale gelmesi amacına hizmet etmesidir. AÇYE öğrenciler, öğretilen işlevsel akademik beceriler sayesinde toplumun bir parçası olarak üzerlerine düşen sorumluluğu yerine getirebilmekte ve çevresi ile olumlu yaşantılar kurabilmektedirler. Temel aritmetik, okuma, yazma, zaman, para, sayı sayma ile fen ve sosyal bilimlere ait becerilerin öncelik sırasına karar verilirken, öğrencinin günlük yaşamda ve ilerleyen dönemlerdeki gereksinimleri yani becerinin işlevselliği göz önünde bulundurulmalıdır.

İşlevsel akademik becerilerin en önemli parçalarından biri olan okuma - yazma becerileri bağımsız yaşama ve istihdam için temel becerilerden biri olarak görülmektedir. AÇYE çocukların da günlük yaşamlarında sürekli karşılaştıkları kelimeleri bağımsız olarak okumaya ve anlamaya ihtiyaçları vardır. Bunu gerçekleştirmek için de işlevsel bir okuma becerisi öğretimi yapmak gerekmektedir. İşlevsel okuma becerilerinin öğretimi, bireyin basılı materyalleri gözden geçirebilecek ya da belli bir etkinlikte gerekli olabilecek sözcüklerin bireye kazandırılması sürecidir. Temel hedefin bireyin günlük hayatını kolaylaştırmak olan işlevsel okuma öğretiminde, bireyin hayatını kolaylaştıracak sözcükler, hali hazırda hayatında karşısına çıkan sözcükler olabileceği gibi gelecekte karşılaşacağı sözcükler de olabilmektedir. Adını, akrabalarının adını veya sokak isimlerini tanıyabilme, gitmek istediği güzergâhtaki doğru ulaşım aracına ulaşabilme gibi temel günlük yaşam becerileri ile birlikte, istediği etkinlikleri (kitap, tv programı vb.), istediği yiyecekleri seçebilme gibi yaşam kalitesini arttırıcı aktivitelere ulaşması için de işlevsel okuma öğretimi yapılabilmektedir.

Söz konusu işlevsel okuma- yazma becerilerin temelinin erken dönemden itibaren atılması tüm öğrenciler için olduğu gibi AÇYE çocukların ilerlemesi için de önemli görülmektedir.  Bu kapsamda erken dönemden itibaren aşağıdaki aktivitelerden faydalanılabilir;

  • Kullanımı basınç gerektiren boya kalemleri kullanmak
  • Bükülebilir boya kalemleri kullanmak
  • Çeşitli boyutlarda boya fırçası kullanmak
  • Süngerden kesilen harfler ve sayılara yapılan baskı aktiviteleri
  • Kâğıt, köpük ve kartondan oluşturulmuş üç boyutlu sayılar ve harflerle yapılan aktiviteler
  • Çıkartmalar kullanılarak yapılan kolajlar
  • Çocukların tutma ve kavrama becerileri için yapılacak ince motor koordinasyon çalışmaları vb.

Bir diğer beceri olan matematik becerilerinde işlevselliği sağlamak için çocukların günlük yaşamlarında sıklıkla karşılaştıkları para, ölçme ve zamanın temel özelliklerini anlama ve uygulama ile ilgili becerileri kapsamaktadır. Bu becerilerin gelişimi için öğrencilerle aşağıdaki etkinlikler yapılabilir;

  • Çocuklara,  çeşitli nesneleri saymada kendilerine yardımcı olması için parmaklarını kullanmaya teşvik etme;
  • Bir tane daha ya da bir tane eksik gibi anahtar kelimeleri günlük yaşantıların içerisinde kullanma
  • Geleneksel matematik materyallerini kullanamayan görme yetersizliğinden etkilenmiş çocuklar bilgisayar, tablet, hesap makinası gibi yardımcı teknolojileri kullanması destekleme
  • Takvim öğretimini günlük rutinler içerisine yerleştirerek sık sık tekrar etme
  • Parayı tanımak için mümkünse dışarıda alışveriş etkinliğini bir arada yapma (alışveriş öncesi liste hazırlama, alışverişte ürünlerin ne kadar tuttuğunu hesaplama, kasiyere para verme) gerçek alışveriş ortamına girilemiyorsa evde oyuncaklarla alışveriş oyunu oynama.
  • Kumbara kullanmayı teşvik etme böylece parayı tanıma ve sayma becerilerini destekleme gibi etkinler.

Okuma yazma ve matematik becerileri gibi fen ve sosyal bilgiler öğretimine yönelik beceriler de işlevsel akademik becerileri içermekte ve çocukların öğrendiği becerileri günlük hayatlarında kullanarak daha bağımsız hale gelmelerine hizmet edebilmektedir. Aşağıda, ev ve okul ortamında AÇYE öğrencilerle uygulanabilecek fen ve sosyal bilgiler etkinliklerinden bazılarına yer verilmiştir;

Havadaki değişimi ve mevsimleri anlamaları için takvim etkinliklerinde hava durumuna yer verebilirsiniz. Çocuklarla her gün sıcaklığı ölçmek, hava olaylarını gözlemelerini sağlamak (kar, yağmur, rüzgâr vb.) ve bu gözlemler sonucu toplanılan verileri günlük olarak kaydedip konuşmak,

Tüm çocuklar gibi Ağır ve çoklu yetersizliği olan çocukların da  “yaparak, yaşayarak” daha kalıcı deneyimler elde edebileceğini hatırlayıp gezi ve gözlem etkinliklerine (örneğin; evinizin/okulunuzun bahçesinde bitki dikme etkinliği oluşturabilir ya da bir hayvan besleyebilirsiniz) yer vermek.

Bunlarla birlikte fen ve sosyal bilgiler eğitiminde yardımcı teknolojileri aktif olarak kullanabilirsiniz. Görme becerilerine dikkat ederek yapılacak uyarlamalarla (ekrandaki kontrast ayarı, punto büyüklüğü vb.) ya da sesli betimlemelerle desteklenen belgeselleri ve görselleri paylaşmak yaparak, yaşayarak öğrenmenin gerçekleştirilemeyeceği durumlarda çocuklar için somut ve çok duyulu yaşantılar sunacaktır.

AÇYE çocukların, geleneksel öğrenme etkinliklerine erişimleri, kendi yetersizliklerinin doğaları gereği sınırlanabilmektedir. Bu durumda eğitime erişimin devam edebilmesi, eğitim programını işlevsel şekilde uyarlanması ve destekleyici teknolojilerden etkin şekilde faydalanılması (bilgisayarlar, tabletler, programlar vb.) mümkün olmaktadır. Bu nedenle çocuklarımızı kısıtlamadan, yapabildikleri doğrultusunda destekleyerek gelişimlerine katkı sunmaları, bağımsızlaşmaları yolunda attıkları adımları desteklemeliyiz.

 

Arş. Gör. Hatice Cansu Bilgiç (Gazi Üniversitesi)